2 Şubat 2008 Cumartesi

Bir bayram sabahı…

Bayramlar, hayat gibi…

Akıp gidiyor yüksek debili nehrin bir dağdan aşağı sarktığı şelale gibi…

Altına girmek için günler öncesinden biletler alınıyor, kurbanlar kesiliyor, yeni elbiseler alınıyor. Sadece birkaç gün için…

Bir bayram sabahı, insanlar koşa koşa gidiyor namaza. Birlikte olabilme coşkusunu yaşamak ve dualarını dayanak yapıp istediklerini almak için…

Bir bayram sabahı, gün doğuyor…

Dağlar “lebbeyk”lerle karşılıyor güneşi, ağaçlar yine kuş zikirlerinin ev sahipleri, dualar arşa uzanıyor. Bir bayram sabahı güneş doğuyor…

Kurbanlar O’nun adına kesiliyor…

Sevinçten kurbanlıklar ağlıyor…

Sadece O’nun rızası için… Canını alanlara dua edildiği 3-4 gün…

Hacılar Arafat’ı bitirmiş, kötüyü taşlıyor. Mina’dan gelecek “size dua etti, kestirdiğiniz kurban” haberini bekliyorlar.

Bir bayram sabahı güneş doğuyor.

Yürekler kıpır kıpır…

Bir heyecana odaklı kalpler, yine duaların ilacı oluyor.

Bayramlaşılarak ayrılsa da insanlar, hep bir kalp duygusu içindeler.

Bir bayram sabahı güneş doğuyor ve ben yalnızım kalabalıklar arasında…

Mustafa Özcan

19.12.07 08:02

Hiç yorum yok: